Almanca kursunda öğretmenlik, tam anlamıyla bir sanat eseri, keşfe çıkmış bir bilim insanı ve çantada keklik olmayan bir yolculuk gibi. Üniversitede hocalar ne kadar “işte budur” dese de, öğretmen olmak için öğrenilecek tonlarca şey var. Gerçekten de, üniversite sınıflarında göremeyeceğiniz, kitaplarda okuyamayacağınız birçok yetenek ve içgörü gerekiyor. İdeal senaryo mu? Her birimizin içinde bir öğretmen yatar, ve bu öğretmen, her türlü kültürel engeli aşabilen, öğrencileri ‘ah, şimdi anladım!’ diyebilecekleri o anlara ulaştıran bir motivasyon kaynağı olabilir.
Peki, sıradan bir öğretmeni harika bir öğretmen yapacak şey ne? Hadi bir de şu var: Dil öğretmeni olmak tam olarak ne demek? Eh, sormaktan çekinmeyin, ben de bu yolda birkaç yanlış dönemeç aldım. Sizlerle, kariyerimin ilk yıllarında başıma gelenlerden çıkardığım dersleri, evet, aralarında oldukça ‘ayıp’ sayılabilecek hatalar da var, paylaşacağım.
Almanca Kursunda İyi Bir Öğretmenin Belirtileri
Tabii, öğretmenlik bir yelpaze gibi; renkleri, tonları ve detayları var. Öğretmenliğin “en iyisi” diye bir şey yok aslında, tamamen bağlama ve öğrencilere göre değişir. Şimdi ben burada size “iyi bir öğretmen şu olmalı, bu olmamalı” diye liste çıkarmayacağım. Fakat belirtmek istediğim şeyler, sizin için de işe yarayabilecek birkaç yol işareti olabilir. Yani, bir nevi ‘buradan dönmek serbest’ ya da ‘dikkat, viraj!’ tabelaları gibi.
Evet, öğretmenlikte kesin bir yol haritası yok, değil mi? Her öğrenci farklı, her sınıf farklı, hatta her gün farklı. Ama, size birkaç işaret verebilirim ki, şaşırdıysanız, “Şimdi ne yapacağım?” diye düşündüğünüzde yardımcı olabilirler. İşte bu işaretlerden birkaçı:
1. Öğrencinin Nabzını Tutmak
Bir öğrencinin neye ihtiyaç duyduğunu anlamak çok değerli. Farklı becerilere, ilgi alanlarına, hatta farklı ruh hallerine sahip olabilirler. Eğer bu destek yerinde değilse, dil öğrenme süreci daha uzun, hatta daha zor olacaktır. Yani, öğrencileri tanımak ve onlara göre davranmak esas.
2. Almanca Kursunda Anlatırken Akıcı Olmak
Dil öğretiminde, ne dediğinizi açıkça ve etkili bir şekilde ifade etmek çok önemli. Kafaları karıştıracak yersiz bilgiler yerine, kolay anlaşılır, günlük hayata uygun örnekler vermek çok daha yararlı olabilir. Mesela YouTube’da eğlenceli Almanca dersleri verenler olabilir ama o eğlence öğretmek için yeterli mi? Sanmam.
3. Eleştirel Düşünceye Yer Açmak
Öğretmen olarak amacınız sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda öğrencinin kendi düşünce süreçlerini geliştirmesine yardımcı olmaktır. Onlara sadece bir şeyi hafife almayı değil, nasıl düşüneceklerini öğretmelisiniz. Ve evet, bu beceri öyle hemen kazanılmıyor. Ona zaman ve pratik gerekiyor.
4. Hayata Dair Dersler Vermek
Dil, sadece kitaplarla öğrenilmez. Günlük yaşamda ne zaman, nerede, nasıl kullanacağınızı bilmek çok önemli. Yani, teorik bilgileri pratiğe dökme zamanı. Gerçek hayatta ne işe yarayacağını anlamadan, herhangi bir konu öğrenilemez.
5. Güvenli Bir Alan Yaratmak
Hiç kimse hata yapmaktan hoşlanmaz ama bu, öğrenme sürecinin bir parçası. Öğrenciler, sorularını rahatça sorabilmeli ve yanlış yapmaktan korkmamalı. Bunun için olumlu ve teşvik edici bir ortam yaratmak şart. Nasıl mı? Öğrencilerle samimi bir ilişki kurarak, onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak bir yol olabilir.
Hatalar ve Bunların Üstesinden Nasıl Gelinebilir?
Öğretmen olarak kariyerime başlarken sayısız hata yapmışımdır. Bu hatalar, geriye dönüp baktığımda yüz kızartıcı olsa da, onlardan öğrendiğim şeyler benim için çok değerli. Maalesef, birçok öğretmenin hala aynı hataları yapmaya devam ettiğini görmek üzücü. İşte bu hatalardan bazıları ve nasıl üstesinden geldiğim.
1- Almanca Kursunda Dilbilgisine Aşırı Odaklanma
Dilbilgisi tabii ki önemli, fakat Almanca öğretirken bu tek başına yeterli değil. Öğrencilerin dilbilgisi kurallarını bilmek yerine, bu kuralları nasıl etkin bir şekilde kullanacaklarını anlamaları gerekiyor. Dilbilgisi öğrenciler için genellikle bir güvence kaynağı olabiliyor, ama aslında bu, onları yalnızca bir yere kadar götürüyor.
2- Esnekliğin ve Uyarlanabilirliğin Eksikliği
Kariyerimin başlarında, öğrencilerimin ihtiyacını gözetmeksizin sıkı bir yönteme bağlı kaldım. Berlitz “Metodu” ile başladım, bu metod eğlenceli ve ilgi çekici olabilir, fakat sonuçlar sınırlı. Zaman içinde, farklı öğretme yöntemleri ve stratejiler hakkında daha fazla bilgi edindim. Yıllar içinde daha esnek ve uyumlu hale geldim.
3- Öğrenci Geri Bildirimini Göz Ardı Etmek
Öğrencilerden alınan geri bildirim, öğretmenin gelişiminde hayati öneme sahiptir. Geri bildirim sadece öğrencilerin sözlü olarak ifade ettikleri değil, beden dilinden de anlaşılabilir. Öğrencilerin farklı kültürel arka planlardan geldiğini gözetmek de önemli. Örneğin, bir konuyu eğlenceli bir şekilde ele almak bazen öğrenciler için rahatsız edici olabilir.
Sonuç olarak, öğretmenlik bir öğrenme sürecidir ve hepimiz hatalar yaparız. Ancak önemli olan bu hatalardan ders çıkarıp daha iyi bir öğretmen olabilmek için kendimizi geliştirmektir. Öğrencilerin ihtiyacını anlamak, onların geri bildirimlerini ciddiye almak ve farklı öğretim yöntemlerine açık olmak bu süreçte kilit rol oynar.